Urfa Meydan

       Düzen kurmak, iyi insan olmak çok zordur. Emek ister, sabır ister, azim ve biraz da şans ister.  

       Bazı değerlerimizi kaybetmeden onların kıymetini bilmeliyiz. Rahman’ın yazdığı yazgıyı bilemeyiz, değiştiremeyiz. Bu elimizde değildir çünkü. Dünyaya gelen her kul kaderini yaşamak zorundadır.   

       Ömürden giden her ânın kıymetini bilmeli, su misali akan zamana karşı hızlı ve pratik olmalıyız. Bazı hatalarımızın bedelini bir ömür boyu ödesek de yine de kurtulamayız.

       Harekete geçmeden önce iyi düşünmeliyiz.   

       Ailelerin kurduğu düzende devam etmek kolaydır. Ya aile ortada yoksa, var da yetersiz, ilgisizse işte o zaman yükünüz ağırlaşır ve o yük sırtınızda kambur olur. Yaşantınızdaki sınav zorlaşır, belki yaşıtlarınıza göre daha da çökmüş olursunuz.

       Çekilen her sıkıntı insanı olgunlaştırır. Kişiliğini güçlendirir. İçinde yaşadığınız olumsuz şartlar sizi zamanla yıpratabilir, üst üste gelen bu olumsuzluklar psikolojinizi de zayıflatır ve sınıra dayanan sabır  “yeter artık !” diyebilir. 

       Hassas kişilikler dünyanın vefasız çarkında daha çok yıpranır. Aldığı darbeler onları yorar.  Aileden de maddi manevi destek yoksa çöküş daha hızlı olur. Baskın kişilikler genelde güçlü olur. Güçlü kişilikler ve inancın ipine sarılan insanlar, başa gelen olumsuzluklarda sabrı daha çok besleyerek ayakta dik durmaya ve pes etmemeye çalışırlar. Güçlü kişiliğe sahip olanlar zor ile mücadele etmeyi severler. Karşılaştıkları zorlukları yenerek başarmaya odaklanırlar ve bundan büyük keyif alırlar.

       Hayatın inişli çıkışlı dolambaçlı yolunda başta kendine sonra çevresine faydalı olmak kolay değildir.

       Çalışmayı sevmek, planlı olmak, sabretmek ve zamanın kıymetini bilmek zorlu, zahmetli olsa da sizi başarıya götürür.  

      Bir şeyleri başarmak kolay değil. Çok çalışmak, çıkan zorluklara yenilmemek ve şansa kapıyı da açık bırakmak gerekir. Dünyaya geliş bir sınavsa bu sınavı en iyi şekilde verebilmek için çok emek vermek,  sabır göstermek ve kararlı olmak gerekir.

       İnsanoğlu her zaman hata yapabilir. İnsanın hata yapmayacağını düşünmesi, bunu sözlü olarak ifade etmesi de yanlıştır. Buna “Büyük lokma ye büyük laf etme” denir. Bu yüzden nerede ne zaman ne söylediğimize dikkat etmeliyiz. Bazen tez canlı olmak hatayı kolaylaştırır. Tez canlı olmak yanlışları görmemizi engeller. Sivri dilli olmakta hatadır. Bundan da kaçınmak gerekir. Zira insanların kalbini kırmamıza neden olabilir. Önemli olan yaptığımız hatadan ders almak ve bir daha hatayı tekrarlamamaktır. Yolumuza ve hedefimize odaklanmalıyız. Emeğimizle, yüreğimizle, inanarak hedefe yürümeliyiz. Hedefe yürürken dik durmalı ve isyan etmemeliyiz. Bu yolda yürürken dua da en önemli yardımcınız olacaktır.

       Yaşadığınız her anın tadını çıkarmaya bakın. Çünkü bu, başarının ve kıvrak zekânın işidir! Hayata geniş çerçeveden bakmalı, her şeyi görüp anlamalıyız. Sırtınızdaki yükün ağırlığıyla ezilmeyin. O ağırlığın altından kurtulup uçmak sizin ellerinizde.  

       Her bireyin sınavı farklıdır. Birileriyle yarışmak, kıskanmak bize fayda vermez. Bunlar, yüreği kirletir ve sevgiye yol vermez. Kin ve öfkeye yol verir ve mutsuzluğun tohumu ekilir. Kendimizle yarışmak, eksiklerimizi tamamlamak bizi başarıya götürür ve mutluluk duygusunu yaşatır. Alçak gönüllü ve hoşgörülü olmak her zaman kazandırır.

       Yalandan ve riyadan uzak durmalıyız. İyi ve örnek insan olmak zor değil yeter ki siz isteyin. Bu güzelliklerin sonuçları mutlu eder, başarıya götürür ve kazandırır!